Bu Sitede Ara

Hadise'nin Posta gazetesiyle yaptığı çok özel röportajı!




Bir ülkenin tanıtılmasında sanatın ve sanatçıların ne kadar önemli bir yeri olduğunu biliyorum. Bu nedenle Hadise’yi takdirle, ilgiyle, heyecanla izliyorum.





Ülkemizi yurt dışında sadece müziği ile değil, sahip olduğu insani değerlerle de çok iyi temsil ettiğini görmek, hepimiz için ayrı bir kıvanç oluyor. Onu daha yakından tanımak ve sizlere tanıtmak istedim.  Hayata  bakışını, değer yargılarını, yaşadıklarını, yaşamak istediklerini, duygu dünyasını merak ettim…


İçeriye girdiği andan itibaren  ışık  saçtı etrafına. Güzelliğinin dışında, iyi bir  aile  terbiyesi aldığını hissettiren, son derece mütevazı, kaprissiz bir genç kadın. Sevgi dolu, sıcak, hemen kalbinize alabileceğiniz zarif bir insan.  Saatlerce  devam eden fotoğraf çekimimiz ve  sohbetimizden  sonra, mutlulukla ayrıldım yanından…

Birkaç gün sonra bana gönderdiği  mailde ,  hayatının  en samimi röportajını yaptığını söylüyordu. Ben de aynı duyguları paylaşıyorum onunla. Gerçekten olduğu gibiydi; içten, yalansız, oyunsuz…

Sevgili dostum İzzet Çapa ve muhteşem ekibi, yeni açılan Nahide’de, Hadise’yi ve bizleri büyük bir nezaketle ağırladılar. Onlara da sonsuz teşekkürler…

Türkiye’de sizi pek fazla yansıtan röportajınız olmadı. Biz bir ilki gerçekleştirelim, sizi yakından tanıyalım istiyorum. Nasıl bir  ailede  yetiştiniz?

Çok sıcak bir  ailede .  Annemin   babamın  ayrılması ağır bir dönemdi  benim için ama okulda bunun etkisini yaşamadım. Biz dört  kardeşiz , aslında hepimizin  hayatında  değişiklikler oldu. Ayrılmak isteyen  annemdi . Babamın  evden ayrıldığı günü hatırlıyorum, ben onunla gitmiştim… Yardımcı olmuştum ona, gittiği yerde dolabına elbiselerini yerleştirmiştim.

Babanızla daha mı yakındınız?

Babamdan korkardım…

Neden?

Mesela bizim evde bahçede salıncağımız vardı. Bir keresinde demiri çıkmıştı salıncağın. Eyvah  babam görürse ne yapacağız diye panik oldum. Yanlış anlaşılmasın dövmezdi. Babam  çok disiplinli bir adamdı, hala da öyledir. Sofrada otururken dirseğimizi masaya koysak kızardı. Sofraya saygıya, masa adabına çok dikkat ederdi. Mesela çay bardağında şekeri karıştırırken  ses  çıksın istemezdi. Spagetti yemeyi babam  öğretti. Çok komik bir şey şu an anlattığım ama önemli olduğunu görüyorsunuz ileride. Spagetti kaşık ve çatalla yenir, ben kaşık yerine çatal  kullanırdım .  Babam  her şeyin doğrusunu öğrenmemizi isterdi. Çok dikkatli ve çok titizdi. Spagetti yerken hala  babam  gelir aklıma.



Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Kız  çocukları  genelde,  babalarının   özelliklerini  ararlar hayatlarındaki  erkekte… Siz de öyle misiniz?

Yoo hayır. Şöyle söyleyeyim; ayrıldıklarında küçük olduğum için,  babamı  çok iyi tanıyamadım. Nasıl davranan bir erkekti, annemle  nasıllardı, ne yapıyorlardı bilemiyorum. Aslında hafızamda kalan pek bir şey yok.

Nasıl bir kız Hadise?

Benim hakkımda çok fazla bir şey bilinmiyor. Sizinle, kendimi anlatabilme  imkanı  bulduğum için mutluyum. En çok sevdiğim tarafım, misafir ağırlamayı çok sevmemdir. Misafir gelince masayı donatmayı,  ikram  etmeyi çok seviyorum. Mesela sadece çay, birkaç çerez koymak istemem. Dolapta ne varsa  ikram  etmek isterim. Tabaklar,  servisler  çok  özel olması lazım. Süslemeyi çok severim. Her şeyi  servislere dizip sunmaya bayılıyorum. Tabii ki hepsi yenmez ama olsun. Akrabalarıma misafirliğe gittiğimizde bile, masayı ben hazırlamak isterim. Evde olmayı da çok seviyorum.

Yemek yapar mısınız?

Aslında yavaş yavaş ilgimi çeken bir şey yemek yapmak. Annem  çok güzel yemek yapar, ben de ona yardımcı olmak istedim. Hala da isterim ama “Mutfak benim yerim çık, sen de evlendikten sonra öğrenirsin” der. Basit şeyleri biliyorum, salata çeşitleri, makarnalar…

Müzik dışında neler yaparsınız?

Dans etmeyi çok seviyorum.  Sürekli  prova yapmayı  tercih ediyorum. Mesela showunuzu hazırladınız bitti, tekrar prova yapmak istemeyebilirsiniz, normaldir. Ben öyle değilim, devamında da çalışırım,  sürekli  bir şeyler öğrenmek ve kendimi geliştirmek isterim.




Şarkılara söz yazıyor musunuz?

İngilizce şarkı sözü yazmayı Belçika’da prodüktörümden öğrendim. Onunla stüdyoda olmak beni çok mutlu ediyor çünkü 16 yaşında ilk şarkımı onunla yaptım, hala da birlikte çalışıyoruz…

Kitap okumayı sever misiniz?

Çok seviyorum.

Ne tarz kitapları  tercih  ediyorsun, En son hangi kitabı okudun?

Gerçek, yaşanmış hikayeleri seviyorum. Nilüfer’in kitabını çok beğenerek okuyorum şimdilerde. Kendimi okuyor gibiyim. Çünkü  annesi  Nilüfer’e çok sahip çıkmış.  Yarışmalara katılırken   annesi  hep yanındaymış. Ben de yarışmalara katıldım ,  annem  hep benimleydi.
Belçika’dan bakınca ülkenizi nasıl görüyorsunuz?

Çok büyük ve  sıcak  bir ülke! Ben Belçika’da doğdum, orada yaşıyorum. Orada çok düzenli bir sistem ve hayat var. Yollarda bile inanılmaz bir düzen var. Akşamları 6’da bütün mağazalar kapanır. Burada 10’a kadar açık dükkanlar, mağazalar var. Sabaha kadar yemek yiyecek,  içecek  yerler bulabilirsiniz. Burası benim yerim, ben Türk kızıyım, Çerkez kızıyım…

Orada Türkler’i nasıl tanıyorlar?

Şuna üzülüyorum; Belçika’daki Flamanlar Türkiye’yi  modern bir ülke olarak görmüyorlar. Ama tatil için gelip gördükten sonra, bayağı şaşırmış bir halde dönüyorlar.

Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Buradaki gelişmeleri izliyor musunuz?

Türkiye gittikçe muhafazakâr bir ülke oluyor endişesine katılıyor musunuz? Ben oradan bakıldığında böyle bir şey hissetmiyorum.

Türk kadınının nasıl bir imajı var?

Çok güzel diyorlar.  Özellikle  kaşlarına bayılıyorlar.

Modayla aranız nasıl?

Çok önemli benim için. Mahmut Karadağ var stilistim. Ona sizi de anlattım, ne giymem gerektiğini sordum. Aklımda başka bir şey de vardı, ama üzerimdeki kıyafeti de düşünüyordum. O bunu giymemi istedi, doğru bir karar olduğunu görüyorum. Modayı takip ediyorum tabii ki…

Biraz da hobilerinizi anlatın…

Spor yapmayı, kitap okumayı, uçakla bir yerlere gitmeyi ve arabamda   müzik  dinlemeyi çok seviyorum. Arabamı kullanmak  büyük bir zevk, müziğimi de açarım.

Terapi gibi…

Arabada  İngilizce şarkı sözü de yazarım. Bazen trafikte gelir aklıma, yanımda ne varsa hemen kaydederim.

Karşılaştırma yapalım istiyorum. Avrupalı kadınla, Türk kadını mesela…

Türk kadını daha bakımlı, saçları daha güzel. Belçika’da saçlar kısa ve çok renkli. Değişik şeyler yapmayı seviyorlar. Mesela bir tarafı kırmızı, diğer tarafı siyah 

Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Türk erkeği ile Avrupalı erkeği karşılaştırırsanız…

Çok  fark  var. Mesela onlar saçlarına falan takılmazlar. Türk erkeği artık daha metroseksüel. Ne kadar ağır başlı olsalar da, metroseksüellik var yani. Yüzde 70’i böyle bence…

Kadını da erkeği de dış görünüşlerine göre değerlendirdiniz.  Hayatı  algılama ve yaşam şekli üzerinde durmak istiyorum. Kadınlardan başlayalım…

Belçika’da kadınların eğitimi uzun sürüyor, 30-35 yaşına kadar evlenmiyorlar. 40 yaşında ilk  çocuklarını doğuruyorlar. Türkiye’de çabuk evleniyorlar ve maalesef hemen ayrılabiliyorlar. Benim için evlilik kutsaldır. Hemen karar verilecek bir şey değildir.

Erkekler nasıl, Türk erkekleri daha mı kıskanç, muhafazakar?

Bilemiyorum tam olarak. O biraz yetişmekle de ilgili. Türk erkekleri daha sinirli oluyor. Onlar sakinler. Biz de çok çabuk mutlu da olunabiliyor, çok çabuk kızabiliyorlar da…

Dünya starları ile bizimkiler arasındaki  farkı  da  konuşalım istersen… Onlar çok daha geniş imkânlara sahipler…

Türkiye’deki stüdyolar çok güzel, çok iyi besteciler, çok iyi aranjörler var bence.

Star olmak ayrı bir şey ama…

Çok kişinin klibi var ama, star sayısı az, dünyada da böyle…



Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Biraz da kendinizi anlatın…

Ben şarkı söylemek için yaratıldığımı hissedecek kadar çok seviyorum  müzik  yapmayı,  müzikle  yaşamayı… Şarkılarımla, gençlere,  çocuklara  bir şeyler vermek ve onlara örnek olmak istiyorum. Okulumu, eğitimimi hiç bırakmadım, bırakmıyorum. 15 yaşımda  yarışmaya   katıldım , 16 yaşımdan beri şarkı söylüyorum. Mesela Belçika’da kaldığım yurtta, konserden gelirdim, makyajımı silmeden,  dinlenmeden  sınavıma çalışırdım. Sabah sekizde okulda olurdum, sınava girerdim. Diplomamı da başarıyla aldım. Ekonomi, daha doğrusu pazarlama okudum.  Müzik  eğitimimi zaten bırakmıyorum…

Bir röportajda “Türkiye’de yaşasaydım kariyerim iki yılda biterdi” demişsiniz…

Böyle iddialı bir söz benim ağzımdan çıkmaz. Hayır öyle bir şey söylemedim. Galiba Sema Denker’le yaptığım bir röportajdı. Bana, “Neden Türkiye’ye taşınmıyorsun? İki yılda çok para kazanırsın” denilmişti. Ben de, ‘Maksadım iki sene içinde inanılmaz paralar kazanmak değil, aşık olduğum mesleğimi çok uzun yıllar yapmak’ demiştim. 50, 60 yaşına geldiğimde de kariyerimi devam etmek istiyorum.

Türkiye’de yaşamak zor mu olurdu sizin için?

Bilmiyorum. Gerçekten bilemiyorum…

Beğendiğiniz sanatçılarımız kimler?

Birkaç isim var, aslında isim vermek yanlış olabilir…

İlk aklınıza geleni söyleyin…

Nilüfer’i çok beğeniyorum.  Hayatı , yaşadıkları, bana çok  sıcak geliyor. Sezen Aksu’ya  özel  bir hayranlığım var. Bana ait olan, ilk şarkım ‘Deli Oğlan’ın Türkçe sözlerini yazmıştı. Ve hit oldu bu şarkı. Onu çok seviyorum, onun  müzik  ruhu çok başka.

Biraz da kendinizi anlatın…

Ben şarkı söylemek için yaratıldığımı hissedecek kadar çok seviyorum  müzik  yapmayı,  müzikle  yaşamayı… Şarkılarımla, gençlere,  çocuklara  bir şeyler vermek ve onlara örnek olmak istiyorum. Okulumu, eğitimimi hiç bırakmadım, bırakmıyorum. 15 yaşımda  yarışmaya   katıldım , 16 yaşımdan beri şarkı söylüyorum. Mesela Belçika’da kaldığım yurtta, konserden gelirdim, makyajımı silmeden,  dinlenmeden  sınavıma çalışırdım. Sabah sekizde okulda olurdum, sınava girerdim. Diplomamı da başarıyla aldım. Ekonomi, daha doğrusu pazarlama okudum.  Müzik  eğitimimi zaten bırakmıyorum…

Bir röportajda “Türkiye’de yaşasaydım kariyerim iki yılda biterdi” demişsiniz…

Böyle iddialı bir söz benim ağzımdan çıkmaz. Hayır öyle bir şey söylemedim. Galiba Sema Denker’le yaptığım bir röportajdı. Bana, “Neden Türkiye’ye taşınmıyorsun? İki yılda çok para kazanırsın” denilmişti. Ben de, ‘Maksadım iki sene içinde inanılmaz paralar kazanmak değil, aşık olduğum mesleğimi çok uzun yıllar yapmak’ demiştim. 50, 60 yaşına geldiğimde de kariyerimi devam etmek istiyorum.

Türkiye’de yaşamak zor mu olurdu sizin için?

Bilmiyorum. Gerçekten bilemiyorum…
Beğendiğiniz sanatçılarımız kimler?

Birkaç isim var, aslında isim vermek yanlış olabilir…

İlk aklınıza geleni söyleyin…

Nilüfer’i çok beğeniyorum.  Hayatı , yaşadıkları, bana çok  sıcak geliyor. Sezen Aksu’ya  özel  bir hayranlığım var. Bana ait olan, ilk şarkım ‘Deli Oğlan’ın Türkçe sözlerini yazmıştı. Ve hit oldu bu şarkı. Onu çok seviyorum, onun  müzik  ruhu çok başka.



Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Bizde sanatçıların giyimini nasıl buluyorsunuz?

Hepsinin bir tarzı var. Pek beğenmiyorum ama bu benim zevkimle alakalı. Herkes istediği gibi giyinebilir…

Kendi giyiminiz için ne söyleyebilirsiniz?

Kıyafet, saç, makyaj, takılar, ayakkabılar, hepsi bir arada abartılı olursa, güzel olmuyor. Ben mümkün olduğu kadar sade bir şıklık seviyorum. Kıyafetim ön plandaysa, takılarım abartılı olmaz mesela. Bir de  sahnede  çok dans  ettiğim için, daha hafif,  rahatça   dans  edebileceğim kıyafetler seçiyorum.

Beyonce hayranısınız galiba?

Onu seviyorum, beğeniyorum, başkaları da var zevkle izlediğim. Ama hiçbir zaman, bir sanatçı için, ‘onun gibi olmak istiyorum’ demedim. Hayranı olduğum sanatçıların  özel  bir yeri vardır ama hiçbirisinin ne klibini, ne de başka bir şeyini taklit etmem. Öyle bir şey düşünüyorsam 5 kilo alayım!

İstiklal Marşı’nı söylemenizle ilgili yorumlar üzdü mü?

Hayır hiç üzmedi. Vallahi üzmedi!

Etkilenmediniz mi?

Etkilenmedim. Burada ekibim var, onlara da sorabilirsin.

“Bana bir görev verildi ve yaptım” mı diyorsunuz?

İstiklal marşımızı okurken; gururla, çok duygulanarak ve en önemlisi çıplak sesle okudum. Çok  özel  bir andı benim için. Ben genç bir sanatçı olarak, ülkemi, o kadar çok ülkede temsil ediyorum ki! O kadar çok ülkede tanınıyorum ki! insanların bunu görmelerini isterim. Endonezya’dan yeni geldik, ‘Düm tek tek’ şu an bir numarada. İngilizce albümüm inanılmaz bir ilgi görüyor ve çok iyi satıyor. Japonya’da da aynı şekilde.

“Kimseyi 7 gün 24  saat  görmek istemem!”

Aşkı  konuşalım  artık diyorum, bu güzel kadının  hayatında aşk  nasıl gidiyor?

Aşk  önemli bir şey. Aşksız da  hayat  olabilir tabii ki… Ama âşık olabilmek, o kişiyle günün sonunda her şeyi paylaşabilmek…Konser bittikten sonra o kişiyi arayabilmek… Üzgünseniz veya mutluysanız, onunla paylaşabilmek çok güzel bir şey…

Aşk, yaratıcılığınızı etkiliyor mu?

Çoookk!

Sanatçıların, acı çektikleri zaman, daha etkileyici eserler ortaya çıkardıkları söylenir, sizde nasıl oluyor?

Bende alakası yok. Benden mutsuz olunca bir şey çıkmıyor. Galiba söz yazmak daha  farklı  bir şey.

Duyguların en yoğun olarak yaşandığı dönemlerde daha yaratıcı olunmaz mı?

Aşıkken veya hasret çekerken? Benim için hiç  fark  etmiyor. Uçakta da yazıyorum yalnızken, bazen tam uykuya dalacakken bir melodi geliyor aklıma, hemen kalkıp kaydediyorum, hiç belli olmuyor yani…

Sadece söz mü yazıyorsunuz?

Müzik  yazamıyorum ama melodiyi çıkarabiliyorum…

Kendinizi seksi bulduğunuz doğru mu?

Evet ama her zaman seksi bulmuyorum. Kendimi jean, üzerine dik yakalı bir kazak ve deri ceketle seksi bulabilirim. Spora gittiğim kıyafetle de…

Dış görünüşünüzle mi yoksa ruh halinizle mi ilgili bu?

Dış görünüşümle ilgili olarak ruhum etkileniyor. Bazen on beş yaşımda, bazen yaşımda hissediyorum.

Sevgilinizle buluşmaya giderken heyecanlanır mısınız?

Evet çok.

Onun için  özel  bir şeyler yapar mısınız?

Öncelikle kendim için yapmayı seviyorum. Güzel görünmeyi, güzel giyinmeyi seviyorum, kendimi koyuvermem. Onun için de yaparım tabii ama kendime özen göstermek, beni daha güçlü, daha özgüvenli hissettiriyor.

Yine de sevgiliyle buluşurken,  farklı  bir şeyler daha olmalı?

Tabii, detaylar olmalı. Topuklu giymek mesela…

Hayatınızdaki erkeğin, iyi hissettirmesi önemli mi?

Çok önemli!

Siz onun iyi hissetmesi için gayret eder misiniz?

Ederim. Bence bir ilişkide saygı duymak ve kısıtlamamak çok önemlidir. İkimiz de aynı camiada olunca, saatlerimiz uymayabiliyor. İlişkide nerdesin, nerde kaldın gibi sözler olmamalı. Bizim işimiz kreatif bir  iş . Konserden sonra belki ekibimle yemek yemek isteyebilirim. Bu da benim  doğal hakkım, kimse kısıtlayamaz. Ne annem  ne  babam  ne de ilişki yaşadığım kişi katiyen karışamaz.

Ayrı ülkelerde yaşayarak,  aşk   hayatınızın  devam etmesinin,  avantajı , dezavantajı nedir?

Merak ve özlem olması çok güzel. Ben bir kişiyle yirmi dört saat , yedi gün arka arkaya beraber olmak istemem. Kesinlikle istemem!

Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!



Neden?



Sıkılırsın çünkü. Bir kişiyle  sürekli  beraber olmak, sıkar insanı. Ben yalnızlığı çok seviyorum. Tek başıma  arabama atlayıp birkaç  saat  dolaşmak, yalnız kahvemi içerek kitabımı okumak, bir  cafe’de oturup insanları  izlemek  ne hoş. Yalnız kalmak çok önemli ve çok güzel bence…  Sürekli beraber olmayınca özlüyorsunuz, ilişki de heyecanlı kalıyor.

Sevdiğiniz insanla daha sık görüşmek istemez misiniz?

İsterim tabii. Ancak işimden dolayı biraz zor oluyor. Ama beni seven insan benim yoğunluğumu anlayıp bana saygı gösterir. Ne olursa olsun, dünyanın neresinde olursam olayım sevdiğim insanın yanındayım.

Bazı yakıştırmalar olmuştu, erkek  arkadaşınızın açıklamaları tatmin etti mi? Yoksa derinlerde bir yerlerde dışarı çıkmayan kuşkular var mı?

Ben beraber olduğum insana hep  güvenmek  isterim. Yazılanların hiç önemi yok. Ben de yeni bir prodüktörle çalışsam, benim için de yazarlar.

Sevgiliniz Sinan Akçıl’la mum ışığında  müzik  dinlemeyi sevdiğinizi biliyorum, bunun dışında çok özel , neler yaşamak istersiniz?

Baş başa yemek yemek ve  sohbet  etmeye bayılıyorum.

Burada  rahat  edeceğiniz yerleriniz var mı?

Göz önünde olan yerleri  tercih  etmediğimiz için çok  rahatız . Bizim  özel  paylaştığımız zamanlarımız bize ait olmalı.

Gelecekte, en çok yapmak istedikleriniz?

Dünya  sahnelerinde , bir Türk kadın sanatçısı olarak yer almak istiyorum. Bu benim en büyük rüyam. Güzel projeler var yakında çok güzel şeyler olacak. Bayramdan sonra Türkçe albüm çıkartıyoruz.  Çocuklarla  ilgili sosyal projelerde yer almak için görüşmelerim devam ediyor.  Çocukları  çok seviyorum. Türkiye’de her türlü donanıma sahip, ilköğretim okulları açmak en büyük dileğim…



Başkasını taklit edersem 5 kilo alayım!

Kaynak: Posta Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İnternet Hızınızı Öğrenmek İstermisiniz ? İnternetiniz yavaş mı? Aşağıdaki ekrandan test ederek öğrenebilirsiniz?
İntenet Hız testine Başlamak için Resime veya buraya Tıklayınız! İnternet Hızınızı Ölçerek ,Hızınız düşük ise Bağlı bulunduğunuz İnternet sağlayıcı firmanızla görüşerek,İnternet hızınızı, Tarife değişikliği Yaptırarak artırmanız Mümkün!

Her şeyi Bilmemize Gerek yok,Haddimizi bilelim Yeter! Güzel Zaman Geçirelim!

İzleyiciler